Wednesday, December 28, 2016

Travel Diaries: Seminyak- Uluwatu



                  Daha önceki postlarda Bali seyahatimden geriye kalan bir çok sevdiğim kareyi paylaşmıştım ancak Bali hakkında söylemek istediklerim sanırım bundan çok daha fazlası. Bali,  insanın gitmeden bile seveceğinden yüzde yüz emin olduğu yerlerden biri ama ben oradan bunun çok ötesinde gerçek bir hayranlık ve bağlılık hissiyle geri döndüm.Hani şu herkesin içinde yaşamak istediği meşhur ‘rüya hayat’ klişesi vardır ya şuan rahatlıkla söyleyebilirim eğer öyle bir hayat varsa benim için o Bali’de geçiyor olabilir :) 


Her şeyin denge içinde olduğu bir ada.Hem birçok farklı alternatifi ve zevki içinde barındıran  hem de gerçekten ruhani derinliği olan bir yer ,enerjisinden etkilenmemek mümkün değil .Baştan söylemeliyim yazının devamında bol bol ‘çok sevdim’ diyor olacağım umarım sıkılmazsınız :)
 Bali de 2 hafta kadar kaldık. İlk kısmını Seminyak ve Uluwatu’da  geçirdik,ikinci kısmı ise tamamıyla Ubud’a ayırdık .Ubud başlı başına başka bir postun konusu, çünkü benim gözümde Bali’yi bu kadar güzel ve farklı yapan ne varsa o Ubud'un ta kendisi! Bu postun yıldızları Seminyak ve Uluwatu olduğuna göre hemen başlayalım . Yakında seyahat planınız olanlar varsa çok sevdiğim bazı yerleri özellikle ekledim. Giderseniz sizin de yolunuz o güzel yerlerden geçsin diye:) 

 
              Seminyak'a gelişimiz oldukça olaylı oldu aslında. Singapur' dan kalkan uçağımızın adaya gelmesi rötar yüzünden akşama doğru oldu ve  ben daha otele varır varmaz hastanelik oldum! Öyle bir titreme nöbeti geçirdim ki Utku beni yataktan banyoya taşımak zorunda kaldı ve Bali'deki ilk  saatimi bu şekilde geçirdim ,sonra bir böcek tarafından ısırıldığımı ve bazı insanlarda böyle ağır semptomlar gösterdiğini öğrenip rahatladık! O kadar ki ilaç bile vermediler ! Tamamen ilkel yöntemlerle kendime geldim–yani bol bol kusarak evet çok iğrenç farkındayım :) sorry- ve ilginçtir iki saatin sonunda bende hastalıktan eser kalmadı :) Semptomların ortadan kaybolması ve benim giyinip kendimi sokağa atmam aynı dakikalara denk geliyor tahmin edeceğiniz üzere :) Hemen daha gitmeden gözüme kestirdiğim Motel Mexicola'ya geçtik.Uzun süredir bu kadar enerjisi yüksek bir yer de eğlenmemiştim ve bu kadar keyifle eğlenen insanın arasında olmak müthiş iyi geldi ve tabii vücudumdaki mikroplar için bol tekila tedavisi uygulamayı da ihmal etmediler sağ olsunlar :) Mexicola Seminyak'ın en popüler bar-restoranlarından biri ki gündüzü ayrı gecesi ayrı güzel. Dekorasyonu ise apayrı bir konu o kadar renkli ve güzel ki anlatamam ,daha sonraki gecelerde mutlaka uğradık.


            
             Seminyak ilk başta beklenen Bali resminden birazcık farklı. Kafeleri ,butikleri ,konsept mağazaları ve etrafta sörfle ilgili olan her şeyi ayrı ayrı çok güzel ve açıkçası bir adaya göre fazla şehirli olduğu bile söylenebilir.
Tüm günü keyifle sokaklarında ,o cool kafelerinde geçirebileceğiniz bir yer - ki bende bol bol öyle yaptım -:) Çok fazla alternatif var ,sahili de çok keyifli ve gün batımı gerçekten çok etkileyici oluyor. Ku De Ta Beach özellikle çok popüler ve daha önce giden bazı arkadaşlarımızdan bol bol gidinleri almıştık ancak ben o kadar sevmedim açıkçası, bilemiyorum belki de müzikler yüzünden çünkü müzik gerçekten kötüydü ama merkezdeki tüm kafelerini menülerinden tutun müziklerine,incelikle düşünülmüş tüm küçük detaylarına kadar  ayrı ayrı çok sevdim. Özellikle Sisterfids favorimdi, yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin derim sabahın erken saatlerinde  ayrı bir güzel oluyor !
Kahveye gelince bu ada da kahvenin güzel olmadığı tek bir yer bile yok her yerden harika kahve kokuları geliyor benim gibi biri için cennet bir durum tabii. Barlar konusunda da bir çok alternatif mevcut  ancak favorim daha öncede bahsettiğim Mexicola sadece dekorasyonu,atmosferi bile insanı içine alıyor.ve eğlence gerçekten yüksek dozda kokteylleri güzel ama açık konuşmak gerekirse yemek konusunda çok da bir olayları yok ama bence kimse bunu umursamıyor:) Gidecekler için yemek konusunda bir yer söylemem gerekirse bu hakkımı Mama San'dan yana kullanabilirim çünkü tek kelimeyle harikalar! ve Asya mutfağı ile arası olmayan birini bile çok mutlu edebiliyorlar :) 



Ve tabii ki sörf :) Benim Bali'de ortaya çıkan ve kendisinden hiç haberdar olmadığım tutkum :)
 Adaya vardığımız andan itibaren sörf ve sörf kültürüne dair her şeye takıntılı hale geldim.
Üçüncü gün hemen sabah derslerine katıldım ve doğal olarak beceremedim çünkü göründüğünden çok daha zor benim gibi suyla arası çok iyi olan biri için bile !Aslında gitmeden önce Bali'de her sabah yoga derslerine katılmaya karar vermiştim ancak ikinci sabah itibariyle sörf öğrenmeye karar vermem ve ' -iki günde sörf mü öğrenilir? -hadi öğrendim nerede gidip sörf yapıcam ?' gibi insanların çoğunluğu için oldukça makul ve mantıklı olan soruları gereksiz ayrıntılar olarak gören süper(!!!) bir kafa yapısına sahip  olmam nedeniyle yoga matı üzerinde geçirmeyi planladığım sabahların yerini ışık hızıyla sörf tahtası üzerinde durmaya çalıştığım sabahlar aldı :))Öğrendim demeyi çok isterdim ama iki günde olmuyor maalesef , ama öğrenme isteğim yerli yerinde duruyor :)

                Birkaç gün sonra Seminyak' tan ayrılıp Uluwatu'ya geçtik,bu arada adanın trafiği İstanbul trafiği ile  yarışır cinsten,gitmeden önce okumuştum ama açıkçası bu kadarını da beklemiyordum. Her neyse Uluwatu çok daha sakin bir yer .Seminyak'a göre çok daha genç bir kitle var burada ve Seminyak' tan biraz farklı,daha salaş ve rahat diyebilirim .Tüm günü denizde geçirip akşamları karanlık yollarında yürümek çok güzeldi :)Bol bol yüzme bol bol sörf yapanlara bakıp iç geçirme ve tabii bol bol yemekle su gibi geçti zaman . Uluwatu da Seminyak kadar çok alternatif yok ama yinede bir çok güzel yer  mevcut .Örneğin Drifter Shop ! Yolumuzun üstünde her sabah ve akşam kahve almak için uğradığımız harika bir yer! Sörf ve sörf kültürüne dair onlarca güzel şeyi bir arada bulabiliyorsunuz.Harika kitaplar,sörf tahtaları, havalı sörf malzemeleri .. ne ararsanız var ve kahvelerinin güzelliğinden bahsetmiyorum bile en favori yerlerimden biri oldu kaldığımız sürece.Ve yolunuz düşerse biraz ilerisinde ki Bukit Kafe de kahvaltı konusunda çok iyi bir alternatif .

Daha önce de söylediğim gibi Uluwatu'nun genel profili itibariyle çok daha salaş bir tavrı var ,bu  normalde de bize  fazlasıyla hitap eden bir tatil anlayışı olduğundan burayı sevmek için daha fazlasına da ihtiyaç duymadık açıkçası :)
 Sörf dersleri,sokakları,kafeleri ,insanları derken Seminyak ve Uluwatu beklediğimin çok ötesinde bir deneyim oldu gerçekten. Bu arada çevreyi arabayla gezerken bir çok tapınak da ziyaret etme şansımız oldu. Pura Luhur  ve Seminyak'tan bi kaç saat uzaklıkta olan Ulan Danu Bratan da görülmesi gereken güzel  tapınaklar. Bir kaç post önce bol  resimli bir postunu da bulabilirsiniz.

 Ve bir haftanın sonunda Bali için son durağımız olan Ubud'a geçtik ve Bali'yi daha fazla sevemem herhalde derken Ubud da geçirdiğim ilk günün sonunda söylediğim bu sözün samimiyetle hiçbir geçerliliği kalmamıştı :) 

Şimdilik hepsi bu kadar yakında tekrar görüşürüz :)

Sevgiler 

S.







































No comments:

Post a Comment

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...